Yeni Sayfa 1
İNTERNET'İN
ALTIN KURALLARI
Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp... Bir
web sitesi tasarlamak artık neredeyse bilgisayarda bir sayfa yazı yazmak kadar
kolaylaştı. Ancak bu kadar kolaylaşmış olmasına rağmen hala bazı siteler dikkat
çekiyor, bazı siteler ise (yaratıcısının dışında) dudak buruşturtuyor.
Bunun nedeni gayet basit: Bazıları işi iyi biliyor, bazıları bilmiyor.
Belki çoğu bildiğiniz şeyler ancak toplu halde bir göz atmak, belki gözünüzden
kaçan bazı noktaları hatırlatacaktır...
Frame Olayı...
Netscape yıllar önce FRAME komutunu icat ettiğinde, satışlarını kat be kat
arttırmıştı. Netscape 2.0 sürümünü hatırlayan kaç kişi bu satırları okuyor
bilemiyorum ancak, o dereden çok sular aktı.
Bir denetçi edasıyla sayfaları gezdiğinizde farkedeceğiniz ilk detay belki de
kişisel sayfaların neredeyse hepsinde şartmış gibi FRAME kullanılmasıdır.
Frame'in faydadan çok zararı vardır. Faydası belki de ekranda görünmesini
istediğiniz her bölümün sürekli sayfada görünmesidir. Ya ötesi? İşte konumuz
ötesi ile ilgili.
Frame üstüne oturan bir sitedeki en önemli kayıp, farklı tarayıcı ve
çözünürlüklerle bakıldığında ortaya çıkar. Sizin kullandığınızdan farklı bir
marka tarayıcı ve çözünürlük ile sayfalarınız bir kabus gibi görünebilir.
Elbette bu işin en hafif yanı.
İkinci sorun, kullanıcılarınızın beğendikleri sayfalara hiçbir zaman kısayol
atayamayacağıdır (bookmark ya da favorites eklemeleri.) Her kısayol direkt
olarak ana sayfanıza atanacaktır. Bu çok talihsiz bir kullanıcı kaçırma
yöntemidir.
Üçüncü sorun, frame'li sayfaların kimi tarayıcılar ile HİÇ görüntülenememesidir.
Hiç de azımsanmayacak kadar çok kişi, Frame desteklemeyen tarayıcılar ile
Internet'e bağlanıyor. Bu da sitenizin kapılarının bu insanlara tamamen kapalı
olduğunun resmidir. Uzman bir Webmaster'ın ilk kuralı, her sayfasının her
tarayıcı ve her çözünürlükle aynen olması gerektiği gibi görünmesidir.
Son ve en ciddi sorun ise, sitenizi gezenlerin kafasının karışmasıdır.
Çoğunlukla Frame'li sitelerde kullanıcılar nerede olduklarını bilemezler. Kimi
zaman da gittikleri bir sayfadan geri dönmek istediklerinde, geri dönmek yerine
sitenizden tamamen ayrılırlar...
Değer mi dersiniz?
'Vurucu' ve 'Kaçırıcı' sayfalar
Kimi webmaster için sayfalarda ne kadar çok teknik kullanılırsa, sayfanın o
kadar etkileyici olacağı düşünülür. Kayan yazılar, arkaplanda çalan şarkı
türküler, java'lar, hareketli resimler, vs... Bu etkileyicilik belki ilk
ziyaretçi için gerçek olabilir. Ancak sitenize 4. sefer gelen kullanıcının
arkaplandaki şarkının yüklenmesini fazla bekleyeceği düşünmeyin. Yeni kullanıcı
sayısı = Eski Sayı - 1 . Düz hesap...
Necefli Maşrapa ve Teknik Arıza
Eskiden TRT'de teknik arıza, ya da kimi başka sorunlarda nereden çıktığı ve
neden seçildiği belli olmayan bir maşrapa çıkardı. Bir tuvalet aksesuarının
neden böyle bir durumda gösterildiğini bilmiyoruz ancak aynı durum da sitelerde
'Under Construction' işaretleriyle ortaya çıkıyor.
Cafcaflı bir başlığa heyecanla girip, elinde kazma kürekle kum boşaltan bir
resmi seyretmeleri alabileceğiniz en kötü puandır. Elbette bunun iki sebebi
olabilir: Sitesinin doğru dürüst çalışmadığını düşünen ancak bir an önce açmak
isteyen bir webmaster, ya da "bu da bulunsun" diyerek bir sayfa koyan ancak
tembellikten içini dolduramayan bir tembel...
Siz eğer böyle bir sayfa sahibi iseniz hemen reddetmek yerine, o sayfaya
girenlerin başka ne düşüneceğini tahmin etmeye çalışın. Elbette çok farklı
olmayacaktır. Eğer sitenizde ileride dolduracağınız bir sayfanız varsa, ona link
vermeyin.
"Bu sayfa şu an hazırlanıyor. Lütfen en kısa zamanda tekrar kontrol ediniz" Siz
eder miydiniz? Hatırlar mıydınız kontrol etmeyi? O aradığınız başka milyon tane
sitede de bulabilecekken neden o sayfanın yapılmasını bekleyesiniz ki?
Kırık Resimler, Kırık Kalpler...
Internet hızı ne kadar yüksek olursa olsun, resimlerin yüklenmesi uzun zaman
alacaktır. Çünkü hala ortalama modem bağlantı hızı 28.800 hızında. Bu durum da
sizin 56K'lık modeminizle şak diye gelen resminizi bir başkasına dakikalarca naz
yapacaktır.
Resimlerdeki en önemli konulardan birisi de vereceğiniz en ve boy (width e
height) değerleridir. Eğer resimlerinizin gerçek ölçülerini HTML'in içine bu
değerleri girmezseniz, sayfalarınızın yüklenmesi oldukça gecikecektir. Tarayıcı
yazılım öncelikle resimlerin hepsini yükleyecek, sonra boyutlarına göre sayfada
yer açacak, en son olarak da sayfayı gösterecektir. Oysa bu değerleri girerek
sayfanızın resimler yüklenmeden önce gösterilmesini, okuyucu sayfanızı okurken
de resimlerin yüklenme işleminin devam etmesini sağlar.
Birçok kullanıcının da resimleri göremediğini düşünerek resimlerinizin ALT
komutunu boş bırakmayın. Böylelikle resimlerin hiçbiri yüklenmemiş olsa bile bu
sayfaları okuyanlar nereye tıklanınca ne olacağını resimli bakanlar kadar
bilirler.
Karakter Tahlilleri
Yazı karakterleri bir tasarımcının en çok dikkat etmesi gereken konuların
başında gelir. Sizin bilgisayarınızda 25 tane font olabilir, sayfalarınızda
kullanabilirsiniz. Oldukça güzel görünebilir. Ancak acaba karşıdaki kullanıcıda
aynı fontlar var mı? Nasıl görünüyor? Size tavsiyemiz her sistemde bulunacak
fontları tercih etmeniz (Arial, Helvetica , Geneva gibi)
Ayrıca yazıların çok büyük ya da çok küçük olmamasına dikkat edin. Her ikisi de
okumayı zorlaştıracaktır. Kullandığınız yazı tiplerinde de bir bütünlük olmasına
dikkat edin.
Vurgulamak istediğiniz bir bölüm varsa, sakın altını çizmeyin. Bunun yerine o
bölümü kalın, italik, ya da farklı renkte yazın. Böylelikle onların bir link
olduğu izlenimi vermemiş olursunuz.
Las Vegas mı, Sulukule mi?
Internet üzerinde yaşanabilecek en büyük felaketlerden birisi de hareketli
gif'lerde kantarın topunun kaçmasıdır. Öyle sayfalar görüyoruz ki, oradan
buradan toplanmış birbiriyle alakasız bir yığın hareketli resimlerden ne
olduğunu anlayamıyoruz. Çoğu gereksiz ve sayfanın açılmasını engellemekten başka
bir işe yaramıyorlar...
Zıplayan köpekler, el sallayan adamlar, havai fişekler, yıldızlar, vs... Sizce
bunların hepsine gerek var mı? Bunların hepsi sadece sayfanıza bakacakları
kafasının karışmasına yol açacak ve kısa sürede onları kaçıracaktır. Unutmayın:
Eğer bir kullanıcıyı ilk bir dakika sayfanızda tutabilirseniz, sayfalarınızın
yüklenme süresi 10 saniyeyi geçmedikçe bütün sayfalarınızı okutacak kadar
tutabilirsiniz. İşte buna değer...
Sabit Linkler
Arama Motorundan bir anahtar kelime arayarak sitenize gelen ziyaretçileriniz her
zaman ana sayfanıza gelemeyebilirler. Hele bir de Frame kullanmışsanız, iç
frame'de kalan, menüsü bile olmayan bir sayfaya düşebilirler. Böylece hayatları
boyunca (eğer biraz bilgileri yoksa, ya da uğraşmak istemiyorlarsa) o sayfanın
kime ait olduğunu bilmeyebilirler.
Bu yüzden her sayfanızda sitenizin ismi, varsa logosu ve ana sayfasına dönüş
linkinin bulunduğundan emin olun.
Altı Kaval üstü Şişhane
Sitenizin ana sayfası sizin her şeyinizdir. Akıllıca tasarlanmış bir ana sayfa,
ziyaretçilere bütün site hakkında genel bilgileri verebilir. Ancak ondan sonraki
sayfalar daha da büyük önem taşımaktadır.
'Bütünlük' bir sitenin altın anahtarıdır. Eğer sitenizde tasarım açısından bir
bütünlük yoksa, hiçbir zaman kalıcı ziyaretçilere ulaşamazsınız. Çünkü her
sayfada kullanıcı yeni bir düzene alışmak zorunda kalır. Her sayfanızın temel
renkleri ve link dağılımı, menüleri sabit yerlerde olmalıdır. Böylelikle kimse
sitenizin içinde kaybolup sizi 'zaplamaz'.
İçi kof siteler
Size bir gün birisi mektup yazarak "Kusura bakma ama dostum, siten çok boş" dese
herhalde önce moraliniz bozulur, sonra da saldırgan bir cevap mektubu için
kafanız deli gibi çalışmaya başlar.
Şunu unutmayın. Bir web siteniz olsun istiyorsanız, insanlara verebileceğiniz
bir şeyler olmalı. Size özel, sadece size özel, ya da sizin bakış açınızla
farklı bir şekle giren fikirleriniz olmalı. Fotoğrafınız, e-mail adresiniz ve
sizin sayfalarınızın neredeyse aynısı olan arkadaşlarınızın sitelerine linkler
verdiğiniz bir sitenin bir 'Internet Merkezi' olmasını istemeniz haksızlık olur,
değil mi?
Unutmayın ki sıradan bilgilerin çok daha ayrıntılı sürümleri ve siteleri Yahoo ,
AltaVista gibi sitelerde zaten yer alıyor. Sizi kimse tercih etmeyecektir. O
zaman öncelikle özgün fikirlerinizi bir kağıda yazarak işe başlayın. Ve bunları
kendi önem sıranıza göre sitenize yerleştirin.
Linkler belli olsun
Özellikle Style Sheet kullanımından sonra linklerin altına çizgi çekmeme gibi
bir avantaj doğdu. Ancak bu konuda dikkatli olun. Nasıl olursa olsun, diğer
yazılardan belirgin bir şekilde ayrılmış olmalıdır. Hiç kimse sizin sitenizi
sizin kadar iyi bilmek zorunda değildir.
Nasıl anlatsam, nerden başlasam...
Kimi insanların o kadar çok söyleyeceği şey vardır ki, bu durum sitesine de
yansır. Bir yığın değişik başlık bir arada aynı sayfada karşınıza çıkarsa ne
demek istediğimizi daha iyi anlayabilirsiniz.
Kimi kurumsal sitelerde de nadir de olsa kişisel bölümler yeralmaktadır. Ancak
bu çok amatörce bir yaklaşımdır. Kimse kurumsal bir sitede kişisel detaylarla
ilgilenmez. İlgilense bile bu sayfalardaki içerik kimi zaman kurumsal kimliği
zedeler. Bu bir kurumsal site için ölümdür.
Kimi Webmasterler da önce kendi fotoğraflarını koyar, sonra ICQ numarasını, en
sevdiği arkadaşının linkini, en sevdiği yemekleri, son gittiği süper filmi,
"harika bir hatun" olarak nitelendirdiği mankenlerim üryan fotoğraflarını ve
bunun gibi kendinden başka kimseyi zerre kadar ilgilendirmeyen bir yığın detayı
sayfasına doldurmakta uzmandırlar. Böyle bir sayfanız varsa, sayacınız
önümüzdeki 10 yıl boyunca iki haneli sayılarda çakılıp kalacaktır...
Aldım verdim, ben seni yendim!
Internet'in en garip yanlarından biri, tamamen denetimsiz olmasıdır. Bu kimi
zaman sizin lehinize, kimi zaman da aleyhinize çalışır. Örneğin çok güzel bir
Türkçe kaynak buldunuz ve bunu sayfanıza kopyalayıp yapıştırdınız. Ama
hazırlayana yazık değil mi? ayıp değil mi? Internet her ne kadar sonsuz bir
derya olsa da, yayıncının her an sizin yakanıza yapışacağını biliyor musunuz? Ya
da aynı şeyin kendi hazırladığınız sayfaların başına geldiğini düşünün?
Eğer bir kaynaktan faydalandıysanız, altına esas adresini
yazmayı unutmayın. Bu sizin inandırıcılığınızı da arttıracaktır. İzin
almayı da unutmayın elbette...
404 Not Found!!!
İşte Internet'in en sinir bozucu mesajı. Link verdiğiniz sayfaların hala güncel
olup olmadığından emin olun. Bir arkadaşınızın kişisel sayfasına verdiğiniz link
üç ay önce kapatılmış olabilir. Böyle bir durumda şimşekleri üstüne çekecek kişi
siz olursunuz.
Sitenizin patronu sizsiniz. Onu her zaman güncel tutun...
Benim fakirhane
Nadiren de olsa, kimi webmasterler sayfalarına 'Benim boktan sayfam', 'Uyuz
Sayfalarım' gibi gereksiz başlıklar koyuyorlar. Bu belki alçakgönüllülükten
kaynaklanıyor olabilir. Ancak unutmayın, hiç kimse 'boktan' bir siteyi gezmek
istemez. Kimi zaman şakalarınız gerçeğe dönüşebilir ve gereksiz bir önyargıyla
sayfalarınıza bakılmasına yol açabilir. Emeğinize önce siz saygı gösterin...
Linkleri belli edin!
Style Sheet (CSS) kullanımının ardından artık linklerin altı çizili olması
zorunluluğu ortadan kalktı. Ancak artık işiniz daha zor. Onları belli etmek
zorundasınız. Rengi, dolgusu ve hatta karakterleri farklı olmalı. Sizin için
gayet belirgin olan linkler başkaları için olmayabilir. Ve ziyaretçiniz boş boş
sayfanıza bakarak "Eeee? Sonra?" diye kalıp başka bir adrese 'uçabilir'. Olmaz
demeyin, olmaz olmaz...
Kaçta kaç?
Sıralanan 15 kuralın hiçbirinin sitenizde bulunmadığına emin olun. Unutmayın
Internet detaylarda gizlidir ve yapacağınız her ufak düzeltme, size ziyaretçi
olarak geri dönecektir...
Bu sayfaları faydalı bulduysanız, arkadaşlarınıza tavsiye ederek daha güzel bir
Internet'i yaratma mücadelemize destek verebilirsiniz.
Kolay Gelsin... < br>By WebMaSteR
|